Merhabalar Sevgili Kahve Dostlarım !!!

Hiçbir inanç sistemi yoktur ki sevgiden bahsetmesin. İnsanoğlunun hamuru sevgi enerjisi ile yoğrulmuştur. Bunun için her bir insanoğlunun inandığı inanç sisteminin temeli sevgidir, kalp yoludur. İnanmak, dahil olmak istediğiniz inanç sistemini tam anlamıyla anlayabilmek için kalbinizin derinliklerindeki sevgi denizine ulaşmak gerekir. O zaman anlarsınız madde aleminde sizin için önemli olan şeylerin aslında bir hiç olduğunu…

Bu yazıyı yazmama çok sevgili takipcimiz, dünyalar güzeli Gamze’nin ‘Günaydın’ yazımın altına yazdığı şu not sebep oldu. ‘Durup düşünmek yetmiyor Binnaz anneciğim, bir eylem yapmak istiyorum ama elim kolum bağlanmış gibiyim. İçimdeki enerjiyi dışarı çıkaramıyorum’.. Aslında bu takipçimiz bir mühendis, fakat içinde biriken enerji ona başka şeyler yaratması ve  yapması için baskı yapıyor.

‘Demek ki zamanı gelmemiş tatlım. Aynı bir bebek dünyaya getirmek gibi, düşündüğün fikrin de olgunlaşmasını beklemek gerekir’ diye cevap yazdım. Nedir bu olgunlaşma zamanı? İçimizdeki enerjiyi nasıl dışarı çıkartabiliriz?Kişinin yüreğinde biriken bu enerjiyi kanalize etmek, onu açığa çıkarabilmek için önce bütün mahlukatı, sonra kendini, sonra da bütün evreni kucaklamak gerekir..

Uyanışı isteyen, gönülden isteyen herkese yardım istediği kadar, alabileceği kadar gelir. Bu yardım gökten mucizevi bir şekilde gelmez. Danışacağınız kişi yine sizsiniz. Siz istedikçe kalbiniz açılacak, adeta dillenecek. Yüreğinizde hissettiğiniz bütün güzellikler bir bir karşınıza gelecek.

Birbirinize  ilham verebilirsiniz ama  öğüt değil.  Herkes kendi kitabını okumalı ve özüne, asıl olana, ruhuna dönmeli. Kim bu uyanışı isterse, tabi zor, dikenli, sancılı bir süreç başlayacak, kabukları atmak, onlardan kurtulmayı istemek kolay değildir. Her isteyen bunu başarabilir, özünde saklı olanı bulup çıkarabilir. Yaşamın özünde saklı olan gelişme, çaba harcama, iş görme eğilimiyle kendini açığa vuran gizemsel yaratıcı gücü kavrama arzusu, belli bir alandaki yenilgiyi bir başka alanda sağlanacak başarıyla dengeleme isteğinden doğup çıkmıştır.Bunu isteyen ve arayan bulacaktır.

Kainatın enerjisi herkesin üzerindedir. Yardım isteyene yardım gelecektir; ne tip yardım isterse o tip gelecektir. Özgür irade burada devreye girecek ve sizin istediğiniz karşınıza çıkacaktır. O zaman çaldığınız kapılar açılacak, yürekten istediğiniz şeyler o kapının içinde sizi bekliyor olacaktır.

Kapıyı çalıyorsunuz da açan olmuyorsa, düşünmelisiniz neden açılmadığını? Hazır mı değilsiniz? O kapının size açılmasını gerçekten istiyor musunuz? Yoksa göreceğiniz gerçeklerden korkuyor musunuz? Kapıyı kim çalarsa, açacak olan da odur. Kapıyı başka biri açıyorsa ve siz hazır değilseniz yine istediğiniz başarıyı ve mutluluğu bulamayabilirsiniz. Özünüz bilir ne zaman açılacağını . Sizi korkutan nedir? Bilmelisiniz ki, yaşadığınız bu hayatı yine siz istediniz. Siz size ait olduğunu zannettiğinizden ayrılmaktan korkuyor olabilirsiniz. Bunu yüreğinizin derinliklerine indiğiniz zaman göreceksiniz..

Bilinçaltındaki bir bilginin su yüzüne çıkması için gerekli olan, sizin o bilgiye ihtiyaç duymanızdır. Bilgi dağarcığınız tahmin ettiğinizden daha fazla bilgiyle doludur. Bir bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda, ona yoğunlaşıp araştırdığınızda, bilinçaltındaki bilginin titreşimi de açığa çıkmaya başlar. Siz bunu sezgi, fikir olarak algılarsınız. Sezgi ve fikirlerinize ne kadar kulak verirseniz, edinmek istediğiniz bilgiyi, sizin için en doğru şekliyle fiziksel algınıza yerleştirirsiniz.

Bir bilginin doğruluğunu sezgileriniz ve fikirlerinlerinizle teyit edebilirsiniz ama unutmayın ki bazen aldığınız bilginin dünya hayatında uygulanma zamanı gelmemiş olabilir. Bu bilgi sanmayın ki uçup gider, alt belleğinize yerleşir ve zamanı gelince ortaya çıkar. Karşılaştığınız hiçbir bilgiyi gereksiz diye elininizin tersiyle itmeyin. İçselleştiremediğiniz bilgiyi asla doğru bilgiymiş gibi bir başkasına sunmayın. Edindiğiniz bilginin demlenmesine izin verin. Demlensin, olgunlaşsın, bekleyin zamanı gelince açan bir tomurcuk gibi, güzelliği ile büyülesin.

İnsanoğlu mutluluk zannettiği şeylerin etrafında dönüp durur. Ta ki kalbinin içindeki okyanus harekete geçtiğinde onu hissedene kadar. İşte o zaman aslını, özünü hissetmeye başlar. Bildiği ve unuttuğu gerçek mutluluğu aramaya başlar. Kalbinin en derinlerinden gelen bu çağrıyı duymazdan gelemez. Yanar kavrulur, vaz geçmez, geçemez… Amacı budur artık, bilir. Bunun ödülü çok büyüktür. 

Aslıyla bütünleşmek mutluluğa erişmektir.

Artık içinizdeki enerji  dışarı çıkmaya, ve çağlamaya hazırdır..

Yaşamın sırrını çözmüş, mutlu olmanın yollarını keşfetmiş ve

İstediğiniz yaşam biçimini yaşamanız dileği ile…

Hepinize harika bir pazar günü diliyorum..

Kucak dolusu sevgilerimle ..

Binnaz ablanız 🙂