Merhabalar Sevgili Kahve Dostlarım;
Tarih sayfalarında -“Çanakkale Geçilmez”- olarak yerini alan Çanakkale
Deniz Zafer’inin 97. yıl dönümünde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü
ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz..
Dünya savaş tarihinde eşine az rastlanılan bir mücadelenin yaşandığı,
vatan ve bayrak sevgisinin doruğa çıktığı, metrekareye 6 bin merminin
düştüğü Gelibolu Yarımadası,
Savaşların ardından geçen 97 yıla rağmen halen bir milletin var olma
mücadelesini çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.
Bağrından nice kahramanlar çıkaran Türk milletinin, dünyaya
bağımsızlığını haykırdığı, şehit kanları ile sulanmış topraklar,
bugün de 97 yıl öncesi gibi cazibesini koruyor.
Bu yıl 97. yıl dönümü kutlanacak Çanakkale Deniz Zaferi için Şehitler
Abidesi ve, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan yarımadaya
ziyaretçilerin ilgisi aralıksız sürüyor.
Yaz kış demeden Türkiye’nin dört bir yanından adeta Gelibolu
Yarımadası’na akın eden ziyaretçiler, vatanın hangi şartlarda, ne
güçlüklerle kazanıldığına şahit oluyor.
Zafer Haftası, 12 Mart Pazartesi günü Çimenlik Kale’sinde düzenlenen
açılış töreniyle kutlanmaya başlandı…
Gelibolu Yarımadası’ndan alınan toprak, su ve Türk bayrağından oluşan
“kutsal emanetler” ,
14 Mart’ta düzenlenen törenle Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e
ulaştırıldı..
Çanakkale Savaşları karada,denizde ve havada şiddetle süren çatışmalarla sürdü..
Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın izniyle, 27. Alay’dan geri kalan
birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı
saldırıya geçmek üzere 57.Alay’a verdiği emir,
-” Ben size taarruz etmeyi emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum ! Biz
ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve
komutanlar daim olabilir.”-
Sözleri hala evrende yankılanmaktadır..
Savaşın en şiddetli olduğu günlerde,
25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi
olan tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır.
Ne var ki, 27. Alayın birlikleri ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı
ile süngü hücumları sonucu Anzaklar,
çok sayıda kayıp vermiş ve sahile çekilmişler, kritik ve endişeli
anlar yaşamaktadırlar.
Gene de gün batarken, Anzak Kolordusu’nun sahile çıkan Tümeni,
Arıburnu’nun sarp yamaç ve tepelerinde yerleşme olanağı bulur.
Bu tarihten başlayarak harekat, 1915’in Ağustos ayına kadar dört ay
boyunca, Conkbayırı- Kocaçimentepe-kabatepe bölgelerinde,
tarafların karşılıklı saldırı ve özellikle gece yapılan süngü
hücumlarıyla, yakın boğuşmalar şeklinde ve çok kanlı çarpışmalarla
geçmiştir.
Bu çarpışmalar sırasında Türkler de, Anzaklar da ağır kayıplar
vermişlerdir. Ağustos ile birlikte ise savaş şiddetli çarpışmalara
dönüşür.
Tıpkı Seddülbahir’de olduğu gibi, Anzak ordusu da taarruz hedeflerine
varamamış, çıktıkları yerlerde 3-4 km.lik bir mesafe ilerleyip orada
kalmışlardır.
Bu şiddetle ilerleyen savaş Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmış
binlerce şehit verilmiştir.
Çanakkale Savaşları, ‘yüzyılın son centilmen savaşları’ olarak değerlendirilir.
Ve bu memlekette savaşırken şehit olmuş düşman askerlerine ve onların
ailelerine Atatürk’ün yazmış olduğu bu mektup hala anıları
süslemektedir.
“Bu Memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada
dost bir vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana koyun
koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur
içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız
olmuşlardır.”
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra İngiliz ve Fransız
donanmalarının geri püskürtüldüğü 18 Mart, Çanakkale Şehitlerini Anma
Günü olarak ilan edilmiştir.
18 Mart Çanakkale Zafe 97. yılı yıl dönümünde Ulu Önder Mustafa Kemak
Atatürk’ü ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
http://www.dailymotion.com/video/x1c9vf_canakkale-yehitlerine_people
Sevgilerimle
Binnaz Ablanız…
harika ötesi….
çanakkale şehitlerimiz ile bı mübarek topraklarda , vatan uğruna şehit düşmüş tüm asil kahraman, askerlerimize, şehitlerimize minnettarlığımı sunarım.