Merhabalar Sevgili Kahve Dostlarım !!!
Biliyorsunuz oğlumun işi gereği beş yıl Dubai’de, beş yıl Singapur’da yaşadık. Dubai Arap Yarımadasında bulunan bir yer olması nedeniyle sıcak çöl iklimine sahip. Bu nedenle çok sıcak ve hiç mevsim değişikliği yaşanmıyor orada. Çimenler yeniden yeşermiyor, ağaçlar çiçek açmıyor, erguvanların pembesinde bahar havası esmiyor, hep sıcak hep sıcak.. Yazlar 45 derece, bazen rüzgarlı ve nemli, yıl boyunca neredeyse tüm günleri güneşli ve kavurucu sıcak. Güneş battıktan sonra esen rüzgar bile sıcak esiyor. Orada bulunduğumuz zamanlarda en çok mevsim değişikliklerini özlüyordum. Yağmurun yağmasını, yağmurdan sonra toprak kokusunu, yaprakların sararıp düşmesini ve ilk baharda dalların yeniden bahar dallarıyla renklenmesini..
Singapur, Malay adasının güney ucunda, ekvatorun 137 km kuzeyinde olması nedeniyle
orası da tropikal iklime sahip bir yer. Sıcaklık ve nem miktarı çok yüksek. Ekvatorun hemen kuzeyinde yer aldığı için hava sıcaklığı özellikle yaz aylarında çok fazla artıyor. Bu nedenle 4 mevsim de güneşli ve sıcak. Yalnız Aralık ve Ocak ayında Kuzeydoğu Musonları boyunca sağanak yağışlar oluyor.
Evet her yer tropikal orman, envai çeşit çiçekler, parklar, inanılmaz ve görülmemiş kuş
çeşitleriyle dolu ama mevsimler yok.
Oysa canım ülkemde her mevsimi doya doya yaşıyoruz. Her günümüz mevsimlerin yansımasıyla, renklerle donanıyor. Bazen çiçek açıyor, bazen sararıp soluyoruz. Bazen bembeyaz karlarda şenlenip, bazen de güneşte keyifleniyoruz. Canım memleketimde eşsiz ve büyüleyici manzaralar eşliğinde her mevsimin tadını çıkarıyoruz.
Bugün sabah erkenden yine yürüyüşe çıktım. Sonbaharın ılık rüzgarı esti yüzüme, adım adım içime sindirdim rüzgarı da, sonbaharı da. Tablo gibi motif motif güzelliği ile ruhu besleyen, mutluluk veren mevsimin içinden geçtim. Yürürken önüme düşen sararmış yaprakların hışırtısında mevsim veda ediyor sanki bana. Daha rüzgar delice esmiyor, ne toprağı, ne yaprağı, ne kuruyan dallarıyla ağaçları ne de sıcak iklimlere göç etmeye çalışan kuşları üzmek istemiyor. Hala yürüyorum rengarenk yollar boyu, kışı karşılamaya hazır, sonbahara veda yaklaşmış gibi. Diğer mevsimleri kıskandırmak istercesine, sarı kırmızı, mor renkleriyle yol boyu eşlik ediyor sokaklar bana.
Romantik sonbaharda, pastırma yazının son günlerinin keyfini çıkarıyorum, güzel düşler,
güzel hayaller kuruyorum. Bir sonbahar mevsiminde Konya’ya gittiğimizde gördüğüm park aklıma geliyor; Beyşehir Gölü.
Beyşehir Gölü Milli Parkı, Beyşehir, Seydişehir arasında, 88 bin hektarlık yüz ölçümü ile ülkemizdeki ikinci en büyük, en geniş alanı kapsayan yer. Göl kenarına kadar uzayan ağaçları ile görsel açıdan muhteşem manzarası ile büyüleyici bir park. Göçmen kuşların göç güzergahı üzerinde bulunması ve göl içindeki çeşitli büyüklüklerdeki yaklaşık 60 civarında adanın kuşlar için üreme, beslenme, yumurtlama ve güvenle kuluçka dönemine imkan sağlayan
eşsiz bir park. Sonbahardaki serinliği, sessizliği, doğanın sunduğu cennet köşelerimizden ve göl kenarında 4 mevsimi yaşayan nadide yerlerden.
Ne güzel şeydir mevsimler; ne güzel şeydir mevsimleri yaşamak; Güneşle güneş olmak, yağmurla yağmur olup yağmak. Esen rüzgarla esmek , karla kar olup yağmak.
Ben eve döndüm, şimdi yürüyüş sırası sizde.
Bu güzel sonbahar gününde hepinize,
harika bir pazar günü diliyorum benim sevgili kahve dostlarım.
Sevgilerimle
Binnaz ablanız.