Merhabalar Sevgili Kahve Dostlarım !!!
İşte yeniden bahar geldi. Cemreler düştü, Nevruz geçti ve baharın en güzel günlerindeyiz. Güneş bulutlarla istediği kadar saklambaç oynasın, artık sobelenecek ve güzel yüzünü daha çok gösterecek. Sıcacık ışıkları kıyıdan kenardan ısıtacak içimizi. Umut çiçekleri baş veriyor dallarda. İstanbul’un lalelerini herkes biliyor. Bayramı bile var. Büyük parklara laleler, çiçekler ekildi görsel şölenler sunuyor bizlere. Tabiat yenileniyor. Kimin için? Elbette bizler için…
Geçen salı günü Ted Ankara Kolejden arkadaşım Ayhan ile Yıldız Parkına gittik. Muhteşemdi tek kelime ile. Malta Köşkünde çay içip oturup boğazı ve doğayı seyrettik. İnanılmaz güzel çiçekler ekilmiş. Peysajı ise iğne oyası deseni gibi. Otların arasında minik solucanlar, salyangozlar, karıncalar baharı müjdeliyor. Ziyarete gelenler otların üstünde top oynuyor, koşuyor, çiçeklerin kenarına oturup piknik yapıyorlar. Ne güzel doğa ile iç içe olmak.
Biliyorsunuz Ankaralıyım, son zamanlarda İstanbul’da oturuyorum. Bu nedenle Ankara’ya sık sık gidip geliyorum. Hem de Hızlı Trenle. Tren yolculuğunu çok seviyorum. Yol boyu düz ovalardan, deniz kenarından, Sakarya nehri kıyısından, dağların eteklerinden kıvrıla kıvrıla geçiyoruz. Her mevsim ayrı güzel oluyor tren yolculuğu ile. Geçtiğimiz yollardan tekrar geçerken manzara aynı olsa da renkler değişiyor, manzara her seferinde başka güzel oluyor… Kışı ayrı, yazı ayrı, hele bahar bambaşka güzel oluyor. Çiseleyen yağmur toprağa değdikçe, fışkıran yeşilliği, otlayan kuzuları gördükçe baharın geldiğini anlıyorum. “İşte bu gelene bahar derler, bu yüze gülene yeşil, bu uçana mavi, bu toprağa, bu berekete, bu üreme gücüne, betine bereketine, bahar derler ” diyorum. Kırlarda, köylerde, şehirlerde bahar her yerde ayrı yaşanıyor.
Sabah yürüyüşümde kaldırımda yolunu bulmaya çalışan bir salyangoz görünce Ankara’daki bağ evimizin bahçesini hatırladım. Bir adım geri geldim, eğildim ve resmini çektim sizler için. Yağmurlu havalarda çok salyangoz olurdu bağımızda. İlkbaharda havaların yağışlı olduğu zamanlarda ortaya çıkarlar, filizlenmeye başlayan otları, sebze çimlerini, bağların filizlerini yemeyi severlerdi.
Bağların arasındaki çiçekler, salyangozlar, solucanlar, karıncalar çok şanslıydı, özgürce dolaşıyorlardı istedikleri yerlerde. Oysa şehirde bu kadar özgürler mi? İşte başı boş dolaşan bir salyangoz, her an tehlike altında, ve bir başkası her an onu fark edemeyip ezebilir.
Meğer şehirde bahar olmak ne zor şeymiş…
Daha anlatacak o kadar çok çiçek ve böcek var ki… En iyisi siz de bu güzel pazar gününü doğada geçirmek için hiç vakit kaybetmeyin.
Eğer doğadan hoşlanıyor, bu inanılmaz doğa harikalarını tanımak, güzellikleri yakından görmek istiyorsanız bugün tam zamanı.
Her yeri cennet olan güzel ülkemizin neresinde olursanız olun doğaya koşun onu kucaklayın 🙂
Hepinize keyifli, güzelliklerle dolu harika bir pazar günü diliyorum benim güzel kahve dostlarım 🙂
Sevgilerimle,
Binnaz ablanız…